Şaban Öz’ün Serbest Kürsü Söyleşisinden Anekdotlar
Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi’nin düzenlediği Eğitim Seminerleri programının geçtiğimiz haftaki konuğu Doç. Dr. Şaban Öz’dü. Serbest Kürsü adı verilen ve farklı fakültelerde okuyan öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşide çeşitli konular ele alındı. Öz’ün toplum gündeminde sürekli ön sıralarda yer alan “din” meselesiyle ilgili izâhatlarıyla başlayan söyleşi, katılımcıların soruları çerçevesinde karşılıklı diyaloglar şeklinde devam etti. Birçok konunun konuşulduğu söyleşide öne çıkan ve her biri müstakil bir söyleşinin konusu olabilecek hususlar şunlardır;
Devlet ve millet olarak uzun bir maziye sahibiz ve sorumluluğumuz bu mazi kadar ağırdır.
Din toplumsal bir gerçekliktir ancak başıboş bırakılmayacak kadar da hayati bir öneme sahiptir. Din, milli beka problemidir. Dolayısıyla devlet ve toplumların gerek bağımsızlık mücadelesinde gerekse bunun sürdürülebilir olmasında din göz ardı edilemez.
Dinimizin değerini anlamak için oryantalistlerin ve mühtedilerin konuşmalarını, eserlerini çok önemsiyoruz. Mühtedi bir kimsenin programlarına binlerce kişi ilgi gösterirken, âlimlerimizin, hocalarımızın programlarına katılımcı bulunmamaktadır. Batıya karşı komplekslerimizden kurtulamadık.
Tartışmalı, ihtilâflı konuları toplum önünde konuşmak, milletimize yaptığımız en büyük hatamız. İlmi tabana yayma düşüncesi, bize faydadan çok zararı olacak bir adımımız oldu. Bu hatamızı kabullenip yeni bir yol haritası çizerek topluma sadece şu üç şeyi götürmeliyiz; Tevhid, İbadet ve Ahlak.
Yeni bir din dili oluşturulmalı, çatışmacı, yasaklayıcı ve olumsuzlama üzerine kurulu dinî söylemden vazgeçmeliyiz. Fakat bunu yaparken ahkâmdan taviz verilmemeli; faizin, kumarın haram olduğunu söylemekten geri durmamalıyız.
Din prensipleri koyar, kuralları belirler. İnsanların kılık kıyafetinin, giyim kuşamının sınırlarını belirler. Fakat gerisi insanın seçimidir. Diğer bir deyişle İslâm insana beyaz sarık tak, siyah elbise giy demez. Aynı şekilde sakal sünnet değildir. Fakat İslâm’ın şiârıdır.
Başörtülü, namaz kılan, alnı secdede vb. tanımlarımızda dönüşüm gereklidir. Bu ifadelerle din istismar edilmektedir. Bunun için “zihinsel dönüşüm”e ihtiyacımız vardır. Bir insana başörtülü ya da namaz kılıyor diye değil, öncelikle insan olduğu için değer göstermeliyiz.
Geçmişi hem tarihiyle hem de insanı ve eserleriyle kutsamaktayız. Bu bakış açımız bu asırda ortaya çıkan problemlerin çözümüne yönelik adımlarımızı kısıtlıyor. Çünkü kitapta yazıyor diyerek birçok soruna çözüm üretemiyoruz.
Siyer’in bizatihi kendisi evrensel değildir. Siyer bir biyografidir. Evrensel olan biyografiden çıkan prensiplerdir. Hz. Peygamber’in giyimi, günlük hayatı, savaşları evrensel değildir. Buradan çıkardığımız prensipler evrenseldir.