Sahabîden Tebessüm Ettiren Bir Anekdot
Hz. Peygamber’in sahabeye verdiği değer hepimizin malumudur. İslam dininin kurucu nesli olan sahabe hem Kur’an-ı Kerim hem de Müslümanlar nazarında müstesna bir yere sahiptir. Özellikle İslam için büyük hizmet ve fedakarlıklarda bulunan sahabe bizim için birer nümune-i imtisaldir. Her birinin ayrı bir karakteri, ayrı bir özelliği bulunan bu kurucu nesil arasında pek çok kişi muhtelif özellikleriyle gönüllerde taht kurmuştur. Anlayışı, sırdaşlığı ve yoldaşlığıyla Hz. Hatice; hilmi, cömertliği sadakati ve daha pek çok özelliğiyle Hz. Ebû Bekir; adaleti, yönetim anlayışındaki kabiliyeti ve gözünü budaktan esirgemeyen kişiliği ile Hz. Ömer; hayası, iffeti ve cömertliğiyle Hz. Osman, ilim noktasındaki derin bilgisi ve veciz sözleriyle Hz. Ali, zühdü ve dünyadan kendini soyutlamayı başarması çerçevesinde Ebû Zer…
Her bir sahabide bizim için çok güzel yönler, ahlaki ilkeler ve dinin nasıl yaşanması gerektiğine dair güzel bir örneğe tesadüf ediyoruz. Bunların yanında aralarında oldukça müstesna bir yere sahip olan başka biri daha bulunmaktadır. Bu, sahabenin eskilerinden olup Bedir gibi önemli bir savaşa da katılan Nuaymân b. Amr’dır. Sahabe arasında şakaları ve muziplikleriyle meşhur olan Nuaymân pek çok kez Hz. Peygamber’i güldürmeyi başarmıştır. Yaptığı şakaların dozu bazen kaçsa da onunla ilgili bugüne ulaşan hikayeler oldukça eğlenceli ve bir o kadar da meşhurdur.
Bir ticari sefer sırasında Suriye taraflarına giden bir grup sahabe içerisinde yer alan Nuaymân, kervanın dinlendiği bir zaman diliminde karnı acıktığı için yemekten sorumlu olan Süveybit’in yanına giderek ondan yemek istemişti. Süveybit ise henüz saati gelmediği için Nuaymân’ı reddetmek durumunda kalmıştı. Nuaymân, bunu unutmaz ve fırsatını bulduğunda Süveybit’i yaptığına pişman eder. Kervan Busra taraflarında işlerini hallederken Nuaymân köle işiyle uğraşan tacirlerin yanına giderek satmak istediği bir kölesi olduğundan bahseder. Tüccarlar köleyi satın almak istediklerini belirtince Nuaymân onları uyararak, “Benim kölemin dili biraz uzundur, köle olmadığını falan iddia edecektir, buna aldanmayın” der ve tüccarları Süveybit’in yanına götürür. Süveybit’i gösteren Nuayman, “Kölem işte budur” deyince Süveybit şaşkın bir şekilde köle olmadığını anlatmaya uğraşır fakat bunu başaramaz. Tam elleri kolları bağlı bir şekilde götürülürken Hz. Ebû Bekir imdada yetişir ve Süveybit’i bu komik durumdan kurtarır. Medine’ye döndükleri zaman olayı Hz. Peygamber’e anlattıklarında Hz. Peygamber bu olaya azı dişleri görününceye kadar epeyce gülmüştür.
Tebessüm sadakadır diyen bir Peygamber’in ümmeti olarak insanlardan tebessümü eksik etmek, asık suratlı olmak, gülmeyen ve insanların içini karartan bir Müslüman olmak bizlere yakışmasa gerek…
21/04/2022