Cahiliye Döneminde Arap Yazısı
Müsteşar Necîb Vehbe
(çev: Asım Sarıkaya)
Cahiliye döneminde okuma-yazma yaygındı. Arapların okuma-yazma eğitimi yapılan küttâbları vardı.
Yazıtlar, Arap yazısının Cahiliye döneminde bulunduğunu göstermektedir. Aynı şekilde Cahiliye’de Hristiyan öğretmenlerin ve küttâbların varlığı kesindir. Arap yarımadasında Hristiyanlardan, birçok dili iyi bir şekilde okuyan ve yazanların da bulunduğunu söylemek yerinde olacaktır. Bunlardan biri, Farsçayı mükemmel yazan Adî b. Zeyd’dir. Adî’nin Arapça ve Farsça’yı en fasih şekilde konuştuğu ve yazdığı ifade edilmektedir. İleriki zamanlarda Fars topraklarına taşınan Adî, Kisrâ’nın divanında Arapça mütercimi ve kâtibi olmuştur. Hristiyanların Arapçaya tercüme edilmiş ya da farklı dillerde yazılmış kitapları, bazı Arapları okumaya teşvik ettiği âşikardır.
Hristiyanların yazdıkları ilk konu, dinî kitaplardı. Bu kitaplar sadece ruhbanlarla sınırlı kalacak kadar az değildi. Aksine çok sayıda olup din mensupları arasında dolaşıyordu. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Varaka b. Nevfel, Tevrat ve İncil’i Arapça yazıyordu. Bunun sonucunda Araplar, Tevrat ve İncil’i bu dille okudukları için pek çok kabile Hristiyanlaşmıştı.
Acaba bu Araplar kendi dinî kitaplarını okumuyorlar mıydı veya bunları İbranice mi yoksa diğer dillerle mi okuyorlardı?
Onların yazdıkları ve bu konuda hırslı oldukları ikinci konu: kişiler ve topluluklar arasını bağlayan ahit ve anlaşmalardır.
Üçüncü konu –ki muhtemelen bu konuların en yaygın olanı– Cahiliye Araplarının başkalarıyla yaptıkları ticarî hesapları ve hukuklarını yazdıkları belgeler (es-sukûk)’dur.
Dördüncü konu ise haberlerini anlatan ve hayatlarının gerektirdiği durumları içeren kişisel yazışmalardır.
Araplar, yazılarına “Bismike Allahumme” ifadesiyle başlıyorlardı. Bu ifadeyi Hristiyanlardan Ümeyye b. Salt’ın Mekke toplumuna öğrettiği söylenir. Bundan sonra Araplar yazılarının başına bu ifadeyi koymaya başladılar. Kureyş ise putperest Cahiliye döneminde “Bismike Allahumme” yazıyordu.
Cahiliye döneminde Araplar papirüs, yumuşak ipek, işlenmiş pamuk, deri, hurma yaprağı, tahta, kemik ve taşa, zor durumda kaldıkları zaman ise avuçları ve nalınları üzerine yazıyorlardı. Yazı malzemesi olarak ise kalem, divit ve mürekkep kullanıyorlardı.
Keşfedilen taş yazıtlardaki somut deliller bize, miladi dördüncü asırdan beri Cahiliye Araplarının Arapça yazmayı Hristiyanlardan öğrendiklerini göstermektedir.
Hristiyanlık, Arap yarımadasına Hz. İsa’nın havarileri döneminde girdi. Hristiyan Arapların yapmış oldukları ilk hizmet, kendi kavimlerine yazmayı öğretmekti. Bu durum; Arap yazı tarihinin ve ilkelerinin tanıklık ettiği ve yazının her bölgede yaygınlaşması için Hristiyanların üstünlüklerini itiraf ettikleri bir olgudur.
Her ne kadar putperestlikte, Hz. İsa’dan sonra Allah’ın kemâlat vasıflarını ve buna işaret eden lafızlar bulsak da bu inanç ondan önce Arap yarımadasının her tarafına yayılmıştı.
İfade edilmelidir ki, yazmayı bilen Araplar, Hristiyanlardandı. Hristiyanların yoğun olarak yaşadıkları bölgeler bulunmakla beraber Arap yarımadasının her tarafına yayılmışlardı. Dolayısıyla bu lafızların Hristiyanlara ait olduğunu söylemek gerekmektedir.
Sözün özü, Allah lafzı Hristiyanlığın nüfuzuyla Arap yarımadasına girdi. Bundan dolayı bu lafız Hristiyan kabilelerin şairlerine ait Cahiliye şiirinde sıklıkla tekrarlanmıştır.