Medine’de Bir Kabile Heyeti
Hicretin IX. ve X. yılları İslam’ın Arap yarımadasında hâkim güç konumuna gelişinin bir sonucu olarak, Yemen, Necd, Necran, Yemame gibi bölgelerden nüfus ve nüfuz bakımından muhtelif birçok kabile Rasulullah’ın huzuruna Medine’ye gelerek müslüman olmuşlar veya –Necran ve Tağlib Hristiyanları gibi- anlaşmalar yaparak geri dönmüşlerdir. Senetü’l-vüfûd (Heyetler yılı) olarak isimlendirilen hicri IX. yıl bu heyetlerin yoğunluğunu işaret etmektedir. Gelen heyetlerin sayıları İbn İshak tarafından on beş, İbn Sâ’d tarafından yetmiş, olarak verilmektedir. Bu sayıyı yüze kadar çıkaran müellifler de bulunmaktadır ki Arap kabile gurupları hakkında oldukça detaylı bilgiler sunan ensab eserlerine göz gezdirildiğinde bu sayının abartılı olmadığı rahatlıkla düşünülebilir. Rasulullah’a gelen heyetler içerisinde bulunmak daha sonra bu kişiler ve onların soylarından gelenler için birer övünç vesilesi olmuş ve kaynaklarımızda yerini almıştır. Sahabî biyografilerindeki “vefede ile’n-nebî” ifadesi bu hatıranın kalıplaşmış bir ifadesidir. Gelen kimi heyetler ile Rasulullah arasındaki konuşmalar İslam-Cahiliye karşılaştırmasının kristalize örneklerini sunması bakımından önemlidir. Sakîf ve Temîm heyetleri ile yaşananlar bu bağlamda hatırlanabilir.
Medine’ye Rasulullah ile görüşmek için gelen heyetlerden birisi de Kinde kabilesidir. Kinde, kadim köklere sahip Yemenli büyük bir kabiledir. Geçmişte birçok kabile üzerinde hâkimiyet sağlayan kralların kabilesi olmakla övünmektedirler. Bu bakımdan Cahiliye dönemi bakış açısıyla diğer kabilelere nazaran görece bir üstünlüğünden söz edilebilir. Nitekim aşağıdaki diyalog onların bu algılarına işaret etmektedir: Kabile lideri Eş’as b. Kays Rasulullah’a kendilerini tanıtırken “Ya Rasulallah biz Akilü’l-murar soyundanız. Sen de bu soydan değil misin? diye sormuştur. Rasulullah ise amcası Abbas b. Abdülmuttalib ve Rebia b. Haris’in bu şekilde anılmalarına izin vermiş bunun da ticari korunma sağlamak amacıyla kullanılan biri ifade olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine Eş’as b. Kays artık böyle bir iddianın dillendirilmesini yasaklamıştır.
Kinde kabilesinin yerleşim yeri Yemen coğrafyası Hicaz’a göre daha düzenli ve gelişmiş bir bölgedir. Siyasi bakımdan da Hicaz bölgesine göre daha düzenli bir görünüm arz etmektedir. Nitekim İslam’ın sonraki dönemlerinde Yemenli kabilelerin siyaset üzerindeki ağırlıkları, özellikle Emeviler döneminde oynadıkları rol bunun bir devamı olarak da yorumlanabilir.
Kinde heyeti, yetmiş, seksen veya yüz kişilik bir heyetle Medine’ye geldiklerinde ipekli elbiseleri, taranmış saçları ve sürmeli gözleriyle Medinelilerin dikkatini çekmişlerdir. Rasulullah “Siz müslüman olmadınız mı? Bu üzerinizdekiler de ne? Diye uyardığında üzerlerindeki ipek elbiseleri çıkarmışlardır. Rasulullah, huzurunda Müslüman olan bu heyettekilerin her birine on ukiyye ( 1 ukiyye: 28.3 gr) liderlerine ise on iki ukiyye gümüş hediye vermiştir. Bir zekât memurunu da onlarla birlikte göndermiştir.
İslamla geç bir dönemde tanışan bu önemli kabile mensupları Rasulullah’ın vefatından sonra zekat konusundaki bir anlaşmazlıktan dolayı isyan etmişlerdir. Rasulullah’a gelen heyetin başındaki Eş’as b. Kays bu kez bir zanlı olarak Medine’ye getirilmiştir. Hz. Ebu Bekir onu affetmiş ve kız kardeşiyle evlendirmiştir. Kinde, Eş’as b. Kays ve bu soydan gelenlerin İslam tarihindeki önemli olaylardaki görünürlüğü ilk olmayacaktır nitekim…