Youtuber: Çocuk ve Gençlerin Yeni Rol Modeli

19.07.2018
A+
A-
Youtuber: Çocuk ve Gençlerin Yeni Rol Modeli

İnsanlar hayatları boyunca birilerini örnek almakla birlikte, çocukluk ve gençlik yıllarında bireylerin düşünce, davranış, kişilik gelişimlerinde rol model alınan kişilerin etkisi çok daha fazla görülmektedir. O yıllarda bireyler örnek aldığı kişiyi ideal kişilik olarak görmekte, çoğu zamanda sorgulama bile yapmadan rol modelin düşünce, fikir ve davranışlarını taklit edip, kişiliğini bu örnek almalar üzerine inşa etmektedir. Bu anlamda sosyo-kültürel çevre bireyin duygu, düşünce, davranış ve kişilik gelişimlerinde oldukça etkilidir. Özellikle anne-baba, akrabalar, öğretmenler, arkadaşlar vb. bireyin yakın çevresi bu noktada ön plana çıkmaktadır. Ancak son yıllarda kitle iletişim araçlarının ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte bu yakın çevrenin birey üzerindeki etkisi giderek azalmaktadır. Artık çocuk ve gençler kitle iletişim araçlarıyla daha fazla vakit geçirmekte, internet ortamında sanal arkadaşlıklar kurmakta, kendilerine yeni rol modeller edinmektedir.

Elbette bilim ve teknolojideki gelişmeler, kitle iletişim araçlarının ve internet kullanımının yaygınlaşması bizlere büyük avantajlar sunmuş ve hayatımızı kolaylaştırmıştır. Ancak pek çok dezavantajla da bizleri karşı karşıya getirmiş, özellikle çocuklar ve gençler açısından çözümü zor yeni problemler ortaya çıkarmıştır.

Son yıllarda internet kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. İnternet kullanıcıların en çok takip ettikleri platformların başında da video paylaşım sitesi Youtube gelmektedir. Youtube’un her yaştan kullanıcısı olmakla birlikte, en çok vakti burada harcayanlar çocuk ve gençlerdir. Youtube’da kişiler kendi videolarını da paylaşabilmekte, içerik oluşturabilmektedir. Bu platform üzerinden kendi kanalını açıp videolar paylaşan kişiler ‘youtuber’ olarak adlandırılmaktadır. Bugün büyük çoğunluğu çocuk ve gençlerden oluşan milyonlarca takipçi sayısına ulaşmış youtuber’lar bulunmaktadır. Youtuber’lar bu yolla para kazanmakta, bir nevi ticari faaliyette bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kanallar üzerinden yapılan paylaşımların büyük çoğunluğu ticari kaygılarla, daha fazla gelir elde etmek için yapıldığından, pek çok videonun paylaşılmasında izleyenlere zarar mı vereceği faydası mı olacağı noktasında bir kaygı yaşanmamakta, neredeyse tek kriter izleyici ve abone sayısını artırmak olmaktadır. Bu doğrultuda en çok takipçisi veya abonesi olan kanalların birçoğunun içeriğine bakıldığında şiddet, kötü söz, cinsellik, insana saygı göstermeyen, para kazanmak için her yolun mübah olduğunu gösteren, kısa yoldan zengin olmayı özendiren, küçük yaşlarda makyaj gibi çocuk ve gençlerin kişilik, sosyo-kültürel, dini ve ahlaki, gelişimleri üzerinde onarılmaz hasarlar açan ögelerin yer aldığı görülmektedir. Kısaca, özellikle çocuklar ve gençler hem video yapımında hem de izleyici konumunda, neredeyse kuralları hiç belli olmayan, sınırları belirlenmemiş, denetimi yapıl(a)mayan bir ticari faaliyetin ve yozlaşmanın odağı haline getirilebilmektedir.

Yaşanılan bu süreçle birlikte günümüzde artık çocuk ve gençlerin rol modelleri de değişmeye, gerçek hayatta örnek aldığı kişilerin (anne-baba, öğretmenler vb.) yerini sanal âlemden iletişim kurulan “sanal rol modeller” almaya başlamıştır. Bu sanal rol modellerin başında da youtuber olarak adlandırılan kişiler gelmektedir. Artık çocuk ve gençlerimizin birçoğu abonesi oldukları veya takip ettikleri youtuber gibi yaşamaya, konuşmaya, onun gibi giyinmeye, kısaca her şeyiyle ona benzemeye çalışmaktadır.

Bugün günlük hayatta bir noktaya kadar kontrol edebildiğimiz, gözlemleyebildiğimiz çocuk ve gençlerimizi sanal âlemde (hangi sitelere girer, ne tür videolar izler, kimlerle iletişim kurar) takip etmekte zorlanmaktayız. Elbette bugünün çocuk ve gençlerini tamamen internetten uzaklaştırmak mümkün olmadığı gibi bunun faydalı olacağı da savunulamaz. Esas gayemiz, hepimizin somut bir şekilde şahit olduğu; evde çocuğumuz veya kardeşimiz, okulda öğrencimiz, çevremizde diğer çocuk ve gençlerin içinde bulunduğu bu sanal sarmalın zararlarından korunması gerektiğine dikkatleri çekmektir. Mademki bugün iletişim kanalları değişti, o zaman yapılması gerekende bu kanalları doğru bir şekilde kullanmak için tüm toplumu, özellikle çocuk ve gençleri bu konuda daha bilinçli hale getirmek için çalışmalı ve bu şekilde zararların asgariye indirilmesinin, hatta pozitife çevrilebilmesinin yollarını aranmalıdır.

Neticede bu problemin çözümünün ihmalinde geçen her zaman, bizlerin ve geleceğimiz olan nesillerimizin aleyhine işlemekte, en değerli varlığımız çocuklarımız ve gençlerimiz sanal bir dünyada kimi sanal rol modeller tarafından inançlarımızdan, değerlerimizden, kültürümüzden koparılmakta; kimlikleri ve kişilikleri ellerinden alınmaktadır.

20/07/2018

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.